ÖLÜMSÜZ İNSANLAR
Doğanın şaşmaz yasası şudur; Her insan doğar, yaşar ve de ölür, Doğan her insan kesin ölür,

Abdulkadir Kaçar
-…
Kişinin mesleği, kariyeri, unvanı, ekonomik durumu, siyasi gücü ne olursa olsun,
Her insan hayat boyunca bir gün gelip
Kendini bulacak olan ölümünü bekler,
…
Ancak hayat sahnesinde çok ender ve farklı insanlar vardır ki,
Diğerleri tarafından onlar sanki “ÖLÜMSÜZ” gibi algılanır,
…
Doğduğu andan itibaren karizması ve ışığı çok farklıdır,
Bu kişiler yaşadıkları çağlarında,
Adeta mermerden yontulmuş, sonsuza kadar,
Hayat sahnesinde kalacak ”ÖLÜMSÜZ” mermer abide eser gibidir,
Bu niteliği açık seçik görünen insan,
Herkesin kabul ettiği ve öykündüğü,
Hayat serüveninin tam ustasıdır,
…
Çevresine yaydığı ışığı, karizması, bilgisi,
Beden dili tavır-hareketleri ve yapıp ettikleri
Olumlu düşüncesi, bilgece ifade ettiği sözleriyle,
Hem de hiç bozulmayan sağlıklı yaşamıyla,
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadığına inanılır,
Dünya insanlık ailesinin her bireyince, bu kişi
Her şeyiyle sonsuza kadar yaşayıp
Ebediyen “ÖLÜMSÜZ” insan düşüncesi uyandırır,
…
Çağdaşı olan diğer insanlar;
-Bu kişi çok güçlüdür ölümü bile korkutur,
-Ölüm ona yaklaşmaktan korkar tanımlaması yapar,
Çağdaşı olan insanlar, hayat isimli bu sahnede,
Herkes ölse bile onun için “ÖLÜMSÜZ” derler,
…
Her insan mutlaka ölecektir ama bu kişi,
Kesin sonsuza kadar yaşayacaktır, ”ÖLÜMSÜZDÜR” düşüncesi yaygınlaşır,
Öyle ki yaşadığı köyü, mahallesi, şehri, çağdaşı
Hısım akrabaları, hatta dağlar taşlar bile onun “ÖLÜMSÜZ” olduğuna, sanki bire bir tanıklık ederler,
…
Yaşadığı çağda onun sağlığı aslında,
Bulunduğu köy, mahalle ve kentin sağlığıdır,
O gülünce herkes sevinçle dünya gülümser,
O mutlu olursa herkes mutlu olur,
Ama o üzülürse herkes ondan daha da çok üzülür,
…
“ÖLÜMSÜZ” olarak tanımlanan ve bu şekilde
Düşünülen o kişiye çevresindeki insanlar onu
Öyle büyük güç yüklerler ki; ona öyle karşı konulamaz anlamlarla değerlendirirler ki,
“ÖLÜMSÜZ” olduğuna inanılan olan bu insan,
Ömrü boyunca asla yanlış ve hata yapmaz,
Yasalara daima uyar, barışçıdır, sevgi doludur,
Herkese, her şeye, hatta dağlara taşlara söz geçer,
İnsana ait olan hayatındaki her sorununu rahatlıkla çözer,
Bir bakışıyla çevresindekilerin hayatını gül bahçesine dönüştürebilme yeteneğine sahiptir,
…
Bu “ ÖLÜMSÜZ” kişi öyle etkili ve güçlüdür ki;
Uçma derse tüm kuşlar sanki uçmaz, olduğu yerde durur,
Akma dese akan nehirler derelerde sular sanki durur,
Yürü dese dağları, ağaçları yürütür,
…
Çağdaşı olan insanlar ona öyle büyük değer
Verirler, öyle güçlü olduğuna inanırlar ki;
Doğma derse sanki güneş doğmaz,
Dönme dese sanki dünyayı dönmekten,
Vazgeçirecek güce sahiptir diye düşünürler,
…
Parmağını oynatsa çağdaşı olan her insan,
Kayıtsız şartsız olarak, ona hemen biat eder,
Ömrü boyunca çevresi zaten ona biat etmiştir,
Sonsuza kadar da biat edecektir diye değerlendirilir,
…
“ÖLÜMSÜZ” diye tanımlanan bu kişi,
Öyle güçlü, öyle muhteşemdir ki,
Yaşadığı evren, dünya, hayat serüveni
Bile o mutluysa mutludur ve guruludur,
Yaşadığı çağdaki insanların neredeyse
Tamamı onu kendine idol, yani örnek alır,
Hatta sadece çağındakiler değil,
Aynı tüm dünya insanlık ailesi önünde eğilir,
…
O kişi herkesin gözünde ölümsüzlüğün
Sembolüdür, yaşamın en büyük ustasıdır,
Her şeyiyle çağındaki üstün insandır,
Ağzından çıkan her sözü herkesin,
Koşulsuzca uyması gereken eşi emsali
Bulunmayan muhteşem düşünceleridir,
…
Her sözü ölümsüzdür ve atasözü hükmündedir,
Her insandan istediği kanun hükmünde sayılır,
Herkes tarafından hemen acil olarak yerine getirilir,
Çok ender olan bu insan tüm varlığıyla, hayatı, yaydığı ışığı, karizması, rengi, ölçüsüyle, gelecekte yaşayacaklara bile örnek olarak gösterilir,
Hayatı kitaplaştırılır, belgeselleştirilerek gelecek kuşaklara efsanesi bu şekilde aktarılarak ölümsüz şekilde anlatılır,
…
Ve bir gün herkesin “ÖLÜMSÜZ” diye,
Bayraklaştırdığı bu kişiyi insanlar
Mezara tabutla taşırken görürler,
-EYVAAAHHH O DA ÖLDÜ,
-DEMEK ÖLÜM HERKESE VARMIŞ,
-ÖLÜMSÜZLÜK DİYE BİR ŞEY YOKMUŞ derler…
ÖLÜM KONUSUNDAKİ DÜŞÜNCELERİNİ,
SİL BAŞDAN GÜNCELLEYEREK KENDİ
ÖLÜMLERİNİ DÜŞÜNMEYE ODAKLANIRLAR,
Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş sadece,
ABDULKADİR KAÇAR ADANA 2025